planlanmamış

listen to the pronunciation of planlanmamış
التركية - الإنجليزية
unscheduled
chance
planla
{f} schedule

The training session is scheduled to begin at 4 p.m. - Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.

What time is your plane scheduled to take off? - Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?

planla
{f} scheduled

What time is your plane scheduled to take off? - Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?

I believe we have a staff meeting scheduled for 2:30. - 2.30'da planlanan bir personel toplantımız olduğuna inanıyorum.

planla
{f} schema
planla
{f} planned

Things didn't go as planned. - İşler planlandığı gibi gitmedi.

Tom had only planned to stay in Boston for just a day or two. - Tom iş için sadece bir ya da iki gün Boston'da kalmayı planlamıştı.

planla
{f} plan

Things didn't go as planned. - İşler planlandığı gibi gitmedi.

We'll put these plans on ice. - Bu planları erteleyeceğiz.

planla
lay out
planla
{f} intended

I had no idea of what she intended to do. - Onun ne yapmayı planladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

I'd intended to have my homework finished by now. - Şimdiye kadar ev ödevimi bitirtmeyi planlamıştım.

planla
map out
planla
think out
planla
{f} planning

I'll ask him where he is planning to go during the vacation. - Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.

As God as my witness Tom, I didn't tell her about the surprise party you're planning. - Tanrı şahidimdir ki Tom, planladığın sürpriz partiden ona bahsetmedim.

planla
structure
planla
mapout
planla
thinkout
önceden plânlanmamış
undesigned
önceden plânlanmamış
unpremeditated
planlanmamış
المفضلات