plan see fair access to insurance requirements

listen to the pronunciation of plan see fair access to insurance requirements
الإنجليزية - التركية

تعريف plan see fair access to insurance requirements في الإنجليزية التركية القاموس.

fair
{i} panayır
fair
{s} adil

Aşkta ve savaşta her şey adildir. - All's fair in love and war.

Davadaki hakim adil değildi. - The judge in the case was not fair.

fair
{i} festival
fair
{i} lunapark (gezici)
fair
pak
fair
{s} güzel, açık ve güneşli (hava)
fair
pazar
fair
şöyle böyle
fair
{s} makul

Adil ve makul olmadığından dolayı önerinizi kabul edemem. - I can't agree to your proposal on the ground that it is not fair and reasonable.

O oldukça makul bir fiyat. - That's a fairly reasonable price.

fair
saf
fair
{f} doğrulukla
fair
net
fair
{s} iyi

Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşur değil mi? - Tom speaks French fairly well, doesn't he?

Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi? - Tom can dance fairly well, can't he?

fair
eşit

Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm. - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.

fair
güz

Yağmurdan sonra, güzel hava. - After the rain, fair weather.

Yarın Tokyo'da hava güzel olacak mı? - Will it be fair in Tokyo tomorrow?

fair
{s} çok

Tom'un çok açık bir teni var ve güneşte kolayca yanar. - Tom has a very fair complexion and burns easily in the sun.

Ben Çince'yi oldukça iyi okuyabilirim ama çok iyi yazamam. - I can read Chinese fairly well, but I can't write it very well.

fair
{s} beyaz tenli
fair
harfi harfine
fair
{s} adaletli, adil
الإنجليزية - الإنجليزية
fair
plan see fair access to insurance requirements

    الواصلة

    plan see fair ac·cess to insur·ance requirements

    التركية النطق

    plän si fer äkses tı înşûrıns rîkwayrmınts

    النطق

    /ˈplan ˈsē ˈfer ˈakˌses tə ənˈsʜo͝orəns rəˈkwīrmənts/ /ˈplæn ˈsiː ˈfɛr ˈækˌsɛs tə ɪnˈʃʊrəns rɪˈkwaɪrmənts/
المفضلات