Köşe başında postahane vardı.
- There used to be a post office on the corner.
Köşe başındaki ev bizim.
- The house on the corner is ours.
Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
- I had my car filled up at the service station at the corner.
Belediye binası hemen köşede.
- The city hall is just around the corner.
İki öğrenci köşeye vardıklarında ayrıldı.
- The two students parted when they reached the corner.
Tom köşeye gitti ve ağladı.
- Tom went into a corner and cried.
Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
- There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
- I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.