pikap

listen to the pronunciation of pikap
التركية - الإنجليزية
pickup

He drives a pickup truck. - O bir pikap kamyon kullanıyor.

He drives a pickup truck. - O bir pikap kullanıyor.

pickup truck

He drives a pickup truck. - O bir pikap kamyon kullanıyor.

I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck. - Tom'u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.

cartridge
pickup truck, pickup
record player
record player; pick-up, small van, small truck
station wagon

Does Tom drive a station wagon? - Tom bir pikap sürebilir mi?

Tom drives a truck and his wife drives a station wagon. - Tom bir kamyon sürüyor ve karısı bir pikap sürüyor.

utility vehicle
small truck
(Argo) wheels of steel
high
small van
phonograph
estate car
turntable
pikap iğnesi
style
pikap kafası
cartridge
pikap kolu
pickup arm, pickup
pikap platformu
turntable
piezoelektrik pikap
piezoelectric pickup
akustik pikap
sound box
dual pikap
(Elektrik, Elektronik,Teknik) dual pickup
kondansatör pikap
capacitor pickup
kristal pikap
piezoelectric pickup
kristalli pikap
crystal pick-up
manyetik pikap
magnetic pickup
التركية - التركية
Küçük kamyon, kamyonet: "Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda."- Ç. Altan
Küçük kamyon, kamyonet
Küçük kamyon
Elektrikle veya pille çalışan, plak dinlemekte kullanılan araç
pikap
المفضلات