Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
- The judges haven't yet picked the best book.
Bebeğiniz için seçilmiş bir adınız var mı?
- Do you have a name picked out for your baby?
Yeni bir gözlük seçmek uzun zamanımı aldı.
- It took me a long time to pick out a new pair of glasses.
Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.
- I want to pick out a present for my friend.
O, papatya toplamaktan vazgeçti.
- She stopped picking daisies.
Kirazlar toplamak için yeterince olgun mu?
- Are the cherries ripe enough to pick?
Lütfen bana, yeni elbiseme uyan bir süveter seçmede yardım et.
- Please help me pick out a sweater which matches my new dress.
Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.
- They let me pick a present.
Onu almak için daha sonra geleceğim.
- I'll come to pick it up later.
O, postacı gelir gelmez, postasını almak için dışarı fırlar.
- The second the mailman comes, he rushes out to pick up his mail.
Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
- A magnet can pick up and hold many nails at a time.
Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.
- I should like to see the trees from which you picked these apples.
Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır.
- A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.
Bir kazmam, iki küreğim ve bir el arabam var.
- I have a pick, two shovels and a wheelbarrow.
O üç yeni pena satın aldı.
- She bought three new picks.
O üç yeni mızrap satın aldı.
- She bought three new picks.
Tom bir tomruğa oturdu, gitarını mızrapla çalıyordu.
- Tom sat on a log, picking his guitar.
I'll pick the one with the nicest name.
He didn't pick the googly, and was bowled.
It's time to pick the tomatoes.
He picked his nose.
... And why don't we picked alt Indie and go in there and show ...
... word and were just screaming the whole time. Like, people get picked for different reasons. ...