Evin önünde bir çam duruyor.
- A pine stands in front of his house.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Bir kiraz veya ananas ile kokteyli dekore edebilirsin.
- You can decorate the cocktail with a cherry or a pineapple.
Tom sadece ananaslı kek seviyor.
- Tom just loves pineapple upside-down cake.
Sami bir çam ağacının arkasına saklandı.
- Sami hid behind a pine tree.
Eskiden evimin önünde büyük bir çam ağacı vardı.
- There used to be a big pine tree in front of my house.
Ben ananas yemekten hoşlanmıyorum. Onların güçlü bir kokusu var.
- I don't like eating pineapples. They have a strong smell.
Onu tost dilimleri üzerine yayın ve üstüne biraz çam fıstığı serpin.
- Spread it on slices of toast and sprinkle some pine nuts on top.
Çam fıstığı çam kozalaklarından gelir.
- Pine nuts come from pine cones.
Çam fıstığı çam kozalaklarından gelir.
- Pine nuts come from pine cones.
Eskiden evimin önünde büyük bir çam ağacı vardı.
- There used to be a big pine tree in front of my house.
Sami bir çam ağacının arkasına saklandı.
- Sami hid behind a pine tree.
Long lay the world in sin and error pining / Till He appear’d and the soul felt its worth.
Strike three! Grab some pine, Meat!.
Jones rode the pine much of the season.