Could you cook a skewer for me, please?
- Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?
Shall I cook dinner for you?
- Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
She is quite ignorant of cooking.
- O, yemek pişirmede oldukça bilgisizdir.
My mother is busy cooking dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him.
- Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.
The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
- Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
My mother cooked the potatoes very well.
- Annem patatesi çok iyi pişirdi.
Mother has not cooked dinner yet.
- Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.