التركية - الإنجليزية
تعريف piç في التركية الإنجليزية القاموس.
- bastard
I wouldn't even accept kielbasa from a bastard like that.
-Ben bile öyle bir piçten sosis kabul etmezdim.
Go to school! You lazy bastard.
-Okula git! Seni tembel piç.
- illegitimate
- base
- bastard; brat; offshoot, sucker
- (ağaç) sucker [sl.]
- bastard slip
- illegitimate child
- misbegotten
- baseborn
- bastard, debased, or inferior version (of something)
- bastard (illegitimate child)
- spurious
- sucker, basal shoot (of a plant)
- brat, bratty child
- natural child
- born on the wrong side of the blanket
- adulterine
- unfathered
- lovechild
- sucker
- piç olmak
- spoiled
- piç etmek
- (deyim) mess-up
- piç kurusu
- brat
- piç kurusu
- little devil
- piç dairesi çapı
- pitch diameter
- piç etmek
- to ruin (something that's going well), ball (something) up, Brit. make a balls-up of (something)
- piç kurusu
- brat, little devil
- piç kurusu
- son of a bitch! [sl.]
- piç kurusu vulg. brat, bratty child
- (sometimes used affectionately)
- piç olduğunu söylemek
- bastardize
- piç olmak
- 1. to be spoiled, be balled up. 2. to be done for nothing, be wasted. 3. (for food) to spoil or lose its flavor
- piç kurusu
- son of a bitch
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف piç في التركية التركية القاموس.
- Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk
- Terbiyesiz, arsız çocuk: "Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar."- Ö. Seyfettin
- Aşısız meyve ağacı
- Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler
- Ağacın kökünden biten sürgün
- Her şeyin küçüğü, aslına benzemeyeni
- Terbiyesiz, arsız çocuk
- fırlama
- hanım evladı
- PİÇ
- (Osmanlı Dönemi) Aslına benzemiyen
- PİÇ
- (Osmanlı Dönemi) f. Büklüm, kıvrım, dolaşık
- PİÇ
- (Hukuk) Gayrımeşru çocuk
- PİÇ
- (Osmanlı Dönemi) Nesebi gayr-ı sahih olan, gayr-ı meşru münâsebetten doğan çocuk
- PİÇ
- (Osmanlı Dönemi) Sarmaşık
- PİÇ
- (Osmanlı Dönemi) Ağacın kökünden biten sürgün. Aşılanmamış ağaç
- PİÇ Ü TAB
- (Osmanlı Dönemi) Iztırab ve sıkıntı
- piç etmek
- Yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak
- piç etmek
- Boş geçirmek, boşa harcamak
- piç etmek
- Tadını kaçırmak, tatsız bir durum yaratmak
- piç kurusu
- Soysuz ve yaramaz çocuk
- piç olmak
- Boşa gitmek
- piç olmak
- Tadı bozulmak
- bir işi piç etmek
- Tadını kaçırmak, tatsız bir durum yaratmak
- bir işi piç etmek
- Yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak
- bir işi piç etmek
- Boş geçirmek, boşa harcamak