Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
- Jim was afraid of physical labor.
Tekerlekli sandalye bedensel engelli insanlara daha fazla hareket özgürlüğü verir.
- Wheelchairs give people with physical disabilities more mobility.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Fiziksel olarak iki erkek çok farklıydı.
- Physically, the two men were very different.
Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
- The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
Biz asla somut değildik.
- We never were physical.
Ben bir sağlık kontrolü yaptırdım.
- I had a physical checkup.
Tom yılda bir kez sağlık kontrolü yaptırır.
- Tom gets a physical once a year.
Son fiziksel muayeneni ne zaman yaptırdın?
- When did you have your last physical examination?
Mary'yi etraflıca muayene ettikten sonra doktor, onun bu durumuna yol açacak hiçbir fiziksel sebep bulamadı ve sebebin psikosomatik olduğu sonucuna vardı.
- After thoroughly examining Mary, the doctor could find no physical reason for her condition, and concluded that the cause was psychosomatic.
This team plays a very physical game, so watch out.
It's not so much a physical place as a state of mind.