physical substance; that which has mass; trouble or difficulty

listen to the pronunciation of physical substance; that which has mass; trouble or difficulty
الإنجليزية - التركية

تعريف physical substance; that which has mass; trouble or difficulty في الإنجليزية التركية القاموس.

matter
{f} önemli olmak
matter
{i} cisim
matter
mesele

O meseleye karıştırılmak istemiyorum. - I don't want to be involved in that matter.

Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın. - You must bring home to him the importance of the matter.

matter
madde

Madde üzerinde konuşalım. - Let's talk over the matter.

Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür. - Please bring the matter forward at the next meeting.

matter
{i} öz

Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim? - May I talk with you in private about the matter?

Bu konuyu tartışmak için özel bir isteğim yok. - I have no particular desire to discuss that matter.

matter
{i} iltihap
matter
{i} mesele, sorun; konu, iş; durum
matter
yazılı belge
matter
önemi olmak
matter
irinlenmek
matter
iltihaplanmak
matter
{f} önemi olmak, önem taşımak, farketmek
matter
içerik
matter
farket(mek)
matter
madde,v.farket: n.konu
matter
müsvedde
matter
aksilik
الإنجليزية - الإنجليزية
matter
physical substance; that which has mass; trouble or difficulty
المفضلات