pey

listen to the pronunciation of pey
التركية - التركية
(Hukuk) Bir iş karşılığında daha sonra hesaplaşmak üzere verilen şey; depozit parası; kapora
(Osmanlı Dönemi) Ard, arka, akab
(Osmanlı Dönemi) f. İz, işaret, nişan
Bir sözleşmede taraflardan birinin öbürüne işten caymayacağını belirtmek amacıyla önceden verdiği güvence parası
önceden verilen güvence parası
öndelik
Taş duvar
Kapora
Etrafı taş duvarla çevrilmiş yer
PEY AKÇESİ
(Hukuk) Sözleşmenin yapıldığına delil olmak üzere taraflardan birinin diğerine verdiği para
PEY SÜRME
(Hukuk) Bir bedel teklif etme
pey akçesi
Sözleşme yapılırken, tarafların bağlandıklarını göstermek amacıyla birinin diğerine verdiği para, kaparo
pey
المفضلات