The end of the era of petroleum is in sight.
- Ham petrol çağının sonu görünümde.
The present world owes its convenient life to petroleum.
- Bugünkü dünya rahat yaşamını petrole borçludur.
Coal, natural gas and oil are the remains of plants and animals that lived millions of years ago.
- Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.
Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
I work for an oil company.
- Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
Japan has to import oil.
- Japonya petrol ithal ediyor.
Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.
- Shortly after the fire started, the petrol station exploded.
Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.
- The price of a litre of petrol has been increased by 12 rupees.