Bir litre benzinin fiyatı 12 rupiye yükseltildi.
- The price of a litre of petrol has been increased by 12 rupees.
Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.
- Shortly after the fire started, the petrol station exploded.
He was a petrol sniffer.
Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels.
- Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.
Petroleum has been important since ancient times.
- Petrol eski çağlardan beri önemli olmuştur.
Is there a gas station around here?
- Buralarda bir petrol istasyonu var mıdır?
Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
Japan relies on Arab countries for oil.
- Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.
I work for an oil company.
- Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
The oil pipeline is leaking.
- Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.
This oil well is going to make me rich.
- Bu petrol kuyusu beni zengin edecek.
This oil well produces more than 100 barrels per day.
- Bu petrol kuyusu günde 100 varilden daha fazla üretiyor.
This oil well produces more than 100 barrels per day.
- Bu petrol kuyusu günde 100 varilden daha fazla üretiyor.
This oil well is going to make me rich.
- Bu petrol kuyusu beni zengin edecek.
Tom works long hours at the oil refinery.
- Tom petrol rafinerisinde uzun saatler çalışır.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
- Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
The price of crude oil is sinking.
- Ham petrol fiyatı düşüyor.