pertaining to the matter, as opposed to the form, of a thing

listen to the pronunciation of pertaining to the matter, as opposed to the form, of a thing
الإنجليزية - التركية

تعريف pertaining to the matter, as opposed to the form, of a thing في الإنجليزية التركية القاموس.

material
{i} madde

Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda. - Japan has to import most of its raw materials.

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır. - Japan depends on imports for raw materials.

material
materyal

Mary bir materyalisttir. - Mary is a materialist.

Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim. - This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.

material
{i} malzeme

Bütün malzemeleri toparladık. - We got all the materials together.

Bu malzeme bir elbise için uygun değildir. - This material is not suitable for a dress.

material
maddi

Ben maddi kazançla ilgilenmiyorum. - I am not interested in material gain.

Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır. - Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.

material
gereçler
material
(sıfat) maddi, maddeci, maddesel, bedensel, gerekli, zaruri
material
gereç
material
özdek
material
"to" ile değgin
material
materials science maddelerin kullanım ve niteli
material
özdeksel
material
{s} maddesel

Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı. - The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.

İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi. - After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.

material
etkili
material
mühim
material
{s} maddeci

Maddeci olduğumu sanmıyorum. - I don't think I'm materialistic.

Çok fazla maddecilikle büyüdün ve şimdi komşularını kıskanıyorsun. - You grew up with too much materialism, and now you envy your neighbours.

الإنجليزية - الإنجليزية
material
pertaining to the matter, as opposed to the form, of a thing
المفضلات