الإنجليزية - التركية
تعريف pertaining to the country; rather than urban في الإنجليزية التركية القاموس.
- rural
- köy hayatına ait
- rural
- (Ticaret) bölgesel
- rural
- çiftçilikle ilgili
- rural
- kırsal
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
-This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Kırsal yaşam beni çok fazla cezbediyor.
-Rural life appeals to me very much.
- rural
- ruralist köy veya kır hayatı yaşayan kimse
- rural
- {s} kırsal, köye ait
- rural
- {s} çiftçilik ile ilgili
- rural
- {s} köy yaşamına ait
- rural
- {s} tarımsal
- rural
- zirai
- rural
- kır hayatını tavsiye eden kimse
- rural
- {s} köy
Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.
-The rural exodus depopulated entire villages in this region of Germany.
Japon kırsal köylerinin çok değiştiği söylenir.
-It is said that Japanese rural villages had changed a lot.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف pertaining to the country; rather than urban في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- rural
- pertaining to the
- {a} sabine
المصطلحات ذات الصلة
pertaining to the country; rather than urban
الواصلة
pertaining to the country; rath·er than ur·banالنطق
Resimler
المفضلات