الإنجليزية - التركية
تعريف pertaining to, resembling, or abounding in, ice; cold; frosty في الإنجليزية التركية القاموس.
- icy
- buz gibi
O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı.
-He jumped into the river in defiance of the icy water.
Buz gibi bir rüzgar bizi kemiklerimize kadar dondurdu.
-The icy wind cut us to the bones.
- icy
- buzlu
Tom buzlu yollarda araba sürmekten nefret ediyor.
-Tom hates driving on icy roads.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
-If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- icy
- çok soğuk
- icy
- soğuk hal veya tavırlı
- icy
- donuk
- icy
- {s} buzlu, buz kaplı
- icy
- {s} buzla kaplı
- icy
- donmuş
- icy
- buz gibi/buzlu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف pertaining to, resembling, or abounding in, ice; cold; frosty في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- icy
pertaining to, resembling, or abounding in, ice; cold; frosty
الواصلة
pertaining to, resembling, or abounding in, ice; cold; fros·tyالنطق
Resimler
المفضلات