Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
- I bought a new personal computer yesterday.
Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
- Nothing is as difficult as becoming a person.
Tom kötü bir şahıs değil.
- Tom isn't a bad person.
Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
- Ken is not the type of person who loses his temper easily.
Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
- Tom is the type of person who always smiles.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bir bireyin sevgisini kabul et.
- Accept a person's love.
Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
- Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
- Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.
- A young person is waiting for you outside.
Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
- Donald Trump is a famous business person.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
- He is such a bad person that everybody dislikes him.
Kimse paranın çoğunu katkıda bulunan kişinin Tom olduğunu bilmiyordu.
- Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Ben dürüst bir insanım.
- I am an honest person.
Bizzat git ve onunla görüş.
- Go and see him in person.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.
- Ebola spreads from person to person through bodily fluids.
Vücut kitle endeksi 25 ile 29 arasında olan bir kişi kilolu olarak düşünülmektedir.
- A person with a BMI of 25 to 29 is considered overweight.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
Güzellik bir kişinin karakteri hakkında bir şey söylemez.
- Beauty doesn't say anything about the character of a person.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinƈtion, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfeƈtion; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
By common law a corporation or a trust is legally a person.
Meanwhile, the dazed Sullivan, dressed like a bum with no identification on his person, is arrested and put to work on a brutal Southern chain gang. — New York Times, 2004.
Where is the person?.
Ken appears a friendly person.
- Ken appears to be a friendly person.
You cannot judge a person if you don't know him well.
- You can't judge a person if you don't know him well.