Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi.
- Better to give up possessions than to live in discontent with others.
Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
- Sami left all of his possessions behind.
O, bütün servetini kaybetti.
- He lost all his possessions.
Bütün servetimi bağışlayacağım.
- I'm going to give all my possessions away.
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
- Happiness isn't merely having many possessions.
Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi.
- Better to give up possessions than to live in discontent with others.
Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
- Sami left all of his possessions behind.