perimeter.
perinatal.
She acted the part of a fairy.
- O, bir peri rolünü oynadı.
The fairy changed the prince into a cat.
- Peri prensi bir kediye dönüştürdü.
This house is said to be haunted by spirits.
- Bu evin ruhlar tarafından perili olduğu söyleniyor.
It was like a fairytale.
- O bir peri masalı gibiydi.
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
This is my favorite fairy tale.
- Bu benim en sevdiğim peri masalıdır.
If you will it - it is no fairy tale.
- Eğer onu istiyorsan - o peri masalı değil.
The fairies danced in the moonlight.
- Periler ay ışığında dans ettiler.
The fairies danced in wispy gowns.
- Periler incecik önlükle dans etti.