Mary bir star oyuncu.
- Mary is a star performer.
Seyirci oyuncuyu alkışladı.
- The audience applauded the performer.
Tom 100 saat toplum hizmeti yapmak zorundaydı.
- Tom had to perform 100 hours of community service.
Tam vücut tarayıcıları sanal şerit arama yapmaktadır.
- Full body scanners perform a virtual strip search.
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
- It is one thing to promise, and another to perform.
Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin?
- Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?
Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.
- Perform an experiment in creating a country from scratch.
Onlar böyle bir görevi gerçekleştirmek için yenilikçi bir teknik kullanacaklar.
- They will use an innovative technique to perform such a task.
Sanatçılar konserden sonra yakındaki bir restoranda bir parti ile kutlama yaptılar.
- After the concert the performers celebrated with a party at a nearby restaurant.
Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
The string quartet performed three pieces by Haydn.
It took him only twenty minutes to perform the task.