تعريف perceptions في الإنجليزية التركية القاموس.
- algılar
Yaşamımda dizginleri ele almam için bu gereksiz algılardan kurtulmam lazım.
- I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.
- perception
- algı
O hâlâ dilin güzelliği için evrimleşmiş algıdan yoksun.
- She still lacks an evolved perception for the beauty of language.
Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir.
- There is nothing wrong with the Turkish people's power of perception.
- perception
- {i} algılama
Politika bir algılama sanatıdır.
- Politics is the art of perception.
Belki bu bir algılama sorunudur.
- Maybe it's a question of perception.
- perception
- {i} idrak
- perception
- basiret
- percept
- anlayış
Sen çok anlayışlı bir adamsın.
- You're a very perceptive person.
- percept
- algı
Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir.
- There is nothing wrong with the Turkish people's power of perception.
Tom algıları çok güçlü bir adamdır.
- Tom is a very perceptive man.
- perception
- farketme
- perception
- (Ticaret) vergi veya kira toplama
- perception
- duyumsama
- perception
- (Ticaret) duyma
- perception
- (Ticaret) görme
- perception
- algılanma
- perception
- (Tıp) an
- perception
- (Tıp) persepsiyon
- perception
- his
Altıncı hisse inanıyor musun?
- Do you believe in extrasensory perception?
- perception
- anlama
- perception
- kavrayış
- perception
- 1. herhangi bir şeyi algılamamızın yolu, özellikle de duyularla (görme, işitme, koku, tat ve dokunma).2. herhangi bir şeyin, kavramın gerçek doğasını kavrama kabiliyeti.3. bir şeyi nasıl gördüğümüzün ve anladığımızın neticesi olarak sahip olduğumuz fikir, inanış ya da imaj
- perception
- (Tıp) Duyu organları aracılığıyla herhangi bir şeyin veya değişikliğin farkına varma, farkında olma yeteneği
- perception
- algın
- perception
- algılayış
- abstract perceptions
- (Pisikoloji, Ruhbilim) soyut algılar
- percept
- (Tıp) Anlayış, idrak, duyu yolu ile idrak edilen şey
- percept
- alg
Türk toplumunun algılama yeteneği bozuk değildir.
- There is nothing wrong with the Turkish people's power of perception.
Sadece tek bir gerçek ruhani bilgi vardır: ben algıladığımı algılarım.
- There is only one true gnosis: that I percept what I percept.
- percept
- idrak
- percept
- idrak yolu ile hissedilen şey
- percept
- psik
- perception
- {i} tahsil (para)
- perception
- {i} sezgi
- perception
- (Mukavele) idrak, algı; anlama kabiliyeti; kira tahsili
- perception
- {i} sezgi, feraset
- perception
- {i} idrak yeteneği
- perception
- {i} seziş
- perception
- kira tahsili
- perception
- anlayış/algı
- perception
- {i} sezme
- perception
- anlama kabiliyeti
- perception
- (Tıp) Duyu organları aracılığıyla alınan uyarıların zilinde manalanması, algılama, algı
- perception
- {i} kavrama