Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Süngerbob ve Patrick arkadaştır.
- Spongebob and Patrick are friends.
Beni seven bir arkadaşım var.
- I have a friend who loves me.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.
- It is said that the Japanese are very friendly to those that they know, and very indifferent to those they don't.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
- He is not a friend, but an acquaintance.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
- Tom didn't expect Mary to be so friendly.
Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
- I have a lot of friends to support me mentally.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
- Your father's friends aren't his only supporters.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
- I'm trying to help a friend.
Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.
- I'm doing this job to help a friend.