Perdeyi kapa! Caddenin karşısındaki evde yaşayan adam bir röntgenci.
- Close the curtains! The guy living in the house across the street is a Peeping Tom.
O, Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom dedi kızgınlıkla.
- Just now, you were looking. You Peeping Tom,she said angrily.
Tom gözetleme deliğinden dikizledi.
- Tom peeked out the peephole.
Tom kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole before opening the door.
Tom gözetleme deliğinden dikizledi.
- Tom peeked out the peephole.
Tom gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole.
Tom kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden baktı.
- Tom looked through the peephole before opening the door.
Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
- Nothing is as difficult as becoming a person.
Tom kötü bir şahıs değil.
- Tom isn't a bad person.
Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
- I bought a new personal computer yesterday.
Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
- Ken is not the type of person who loses his temper easily.
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
Bir bireyin sevgisini kabul et.
- Accept a person's love.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
- AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
O, Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom dedi kızgınlıkla.
- Just now, you were looking. You Peeping Tom,she said angrily.
Perdeyi kapa! Caddenin karşısındaki evde yaşayan adam bir röntgenci.
- Close the curtains! The guy living in the house across the street is a Peeping Tom.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Arabada bir kişilik yer vardı.
- There was room for one person in the car.
Tom sempatik bir adam.
- Tom is a likeable person.
Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
- Donald Trump is a famous business person.
Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
- I asked many persons about the store, but no one had heard of it.
Kimse paranın çoğunu katkıda bulunan kişinin Tom olduğunu bilmiyordu.
- Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money.
O iyi bir insan değil.
- He is not a good person.
Sen kötü bir insansın.
- You are a mean person.
Onunla bizzat konuşmalısın.
- You must talk to her in person.
O oraya bizzat gitti.
- He went there in person.
I don't want to hear a peep out of you!.
The man peeped through the small hole.
Hey my peeps, how are you doing?.