The teacher's pet commands the teacher's exclusive attention.
The editor agreed to keep a lid on a potentially distastrous political scoop in exchange for an exclusive of a happier nature.
Tom, Mary and John shared the cost of the party.
- Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
I shared my room with sysko.
- Ben odamı sysko ile paylaştım.
Nakido is a file sharing platform.
- Nakido bir dosya paylaşım platformudur.
We're sharing your work.
- Biz işini paylaşıyoruz.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.