paylaşılamadı

listen to the pronunciation of paylaşılamadı
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) cannot share
paylaş
{f} shared

I shared my room with sysko. - Ben odamı sysko ile paylaştım.

She shared her piece of cake with me. - O, kek parçasını benimle paylaştı.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

Nakido is a file sharing platform. - Nakido bir dosya paylaşım platformudur.

Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation. - Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.

paylaş
{f} share

I share the room with my sister. - Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

paylaşılamadı
المفضلات