The news caused him to explode with anger.
- Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
I'd explain it to you, but your brain would explode.
- Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
The water mains burst due to the earthquake.
- Su şebekesi deprem nedeniyle patladı.
Our water pipes burst.
- Bizim su boruları patlamış.
Famine followed upon the eruption of the volcano.
- Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country.
- 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
The time bomb exploded with a loud noise.
- Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.
It exploded with a loud noise.
- O, bir gürültü ile patladı.