Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
- The French and Indian War had begun.
Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
- When we went to the hall, the concert had already begun.