Çocuklar donmuş gölet üzerinde bir hokey pisti kurdular.
- The boys set up a hockey rink on the frozen pond.
Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim.
- The lake has frozen over but I'm not sure the ice is strong enough to walk on.
Tom asla dondurulmuş elma almadı.
- Tom has never bought frozen apples.
Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.
- I'm dying for frozen yogurt.
O kadar soğuk ki nehir dondu.
- It's so cold that the river has frozen over.
Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim.
- Yesterday it was so cold again. I may have frozen.
İliklerime kadar dondum.
- I was frozen to the bone.
Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.