Onun dışarı çıkması yasaklandı.
- She is forbidden to go out.
Bu alanda sigara içmek yasaktır.
- Smoking is forbidden in this area.
Şu andan itibaren ağlamak yasaklanmıştır.
- From this moment on it is forbidden to cry.
Avcılık artık yasaklanmıştır.
- Hunting is forbidden now.
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
- The more things are forbidden, the more popular they become.