Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.
- Tom wrapped the package and tied it with strings.
Onlar hırsızı ağaca bağladılar.
- They tied the thief to the tree.
Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.
- This is like fighting someone with one arm tied behind your back.
Ben şu anda bağlıyım.
- I'm tied up right now.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
Kitaplar birbirine bağlanmıştı.
- The books were tied up in a bundle.