Dan bir kontrol noktasında durduruldu.
- Dan was stopped at a checkpoint.
Sağanak yağmur nedeniyle maç durduruldu.
- The match was stopped due to a thunderstorm.
Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.
- My watch stopped, so I didn't know the time.
Saat durmuş. Yeni bir pil gerekli.
- The clock has stopped. It needs a new battery.