Biz güzel manzaraya bakarak ayakta durduk.
- We stood looking at the beautiful scenery.
Ayakta durmayı sevmiyorum.
- I don't like being stood up.
Ayakta durmayı sevmiyorum.
- I don't like being stood up.
Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
- She stood silently, her head tilted slightly to one side.