Tom plana karşı çıktı.
- Tom opposed the plan.
Lincoln köleliğe karşı çıktı.
- Lincoln opposed slavery.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.