O, kolumu sımsıkı tuttu. - She held my arm firmly.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
She held my arm firmly.
Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu. - They held her in high esteem as their benefactor.
Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu.
They held her in high esteem as their benefactor.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda. - Someone's got to be held accountable.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
Someone's got to be held accountable.