O, onu sevdiğini söylediğinde ona inandı. - She believed him when he said he loved her.
O, onu sevdiğini söylediğinde ona inandı.
She believed him when he said he loved her.
Bu planın iyi bir plan olduğuna herkes inanmadı. - Not everyone believed this plan was a good one.
Bu planın iyi bir plan olduğuna herkes inanmadı.
Not everyone believed this plan was a good one.