Sen bir günde yaşlanmadın. - You haven't aged a day.
Sen bir günde yaşlanmadın.
You haven't aged a day.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı. - Worries aged him rapidly.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
Worries aged him rapidly.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim. - I learned to swim aged four and a half.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
I learned to swim aged four and a half.
O, on yedi yaşındadır. - She is aged seventeen.
O, on yedi yaşındadır.
She is aged seventeen.