past, further than

listen to the pronunciation of past, further than
الإنجليزية - التركية

تعريف past, further than في الإنجليزية التركية القاموس.

beyond
ötesinde

Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim. - When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.

Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı. - The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.

beyond
in ötesinde
beyond
{e} den öte
beyond
-den sonra
beyond
daha ileride
beyond
-den öte
beyond
-den başka
beyond
ileri
beyond
-ın dışında
beyond
ötesine

Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir. - Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.

Tom onun ötesine gitti. - Tom went beyond that.

beyond
öteye

Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi. - My team has never advanced beyond the quarter-finals.

beyond
-den daha geç/sonra
beyond
ötede/öteye
beyond
(zarf) aşırı, ötesinde, öte
beyond
dışında

Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır. - The mystery of life is beyond human understanding.

İnsan bünyesi, Dünya dışındaki ortamlara uyum sağlayabilecek kadar esnek mi? - Is the human condition flexible enough to adapt to environments beyond Earth?

beyond
-in ötesinde,ötesinde
beyond
z. ötede; öteye. edat
beyond
ölüm sonrası yaşam
beyond
çok

Tom kazandığından çok para harcıyor. - Tom lives beyond his means.

O, kazandığından çok para harcıyor. - She lives beyond her means.

الإنجليزية - الإنجليزية
beyond
past, further than
المفضلات