Dört evin önünden geçtim.
- I passed by four houses.
Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Gemi köprünün altından geçti.
- The ship passed under the bridge.
Test sürüşünü geçtikten sonra bir araba aldı.
- After she had passed her driving test, she bought a car.
Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve biz ne olduğunun farkına bile varmadan başka bir yıl daha geçmiş oldu.
- Days turned into weeks, weeks turned into months and, before we knew it, another year had passed.
Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu.
- My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.
Onun erkek kardeşi geçen ay öldü.
- His brother passed away last month.
Annesi geçen yıl öldü.
- Her mother passed away last year.
Testi geçmek için çok çalışmalıyım.
- I must work hard to pass the test.
Jim sınavı geçmekle öğünüyor.
- Jim boasts of having passed the exam.
Bu yasayı geçirmek zorundayız.
- We have to pass this legislation.
Vakit geçirmek için ne yaparsın?
- What do you do to pass the time?
Gizli bir geçit bulduk.
- We discovered a secret passageway.
Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.
- They fled through a secret passageway.
Oyuna iki geçişim var.
- I have two passes to the game.
Tom bir VIP geçiş aldı.
- Tom bought a VIP pass.
Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.
- He pulled aside to let a truck pass.
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
- I stood aside to let them pass.
Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
- It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God.
Mülteciyi bir mağaraya götürdük ve fırtınanın geçmesini bekledik.
- We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
Giriş sınavını geçebilsin diye, o sıkı çalışıyor.
- He's studying hard so he can pass the entrance exam.
Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.
- Taro is very likely to pass the university entrance examination.
Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
- This ship is too big to pass through the canal.
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.
- Fadil was making an effort to share Layla's passions.
Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
Her yolcu için iki parça bagaj limiti vardır.
- There is a limit of two pieces of luggage for each passenger.
Paragraf başka hiçbir yoruma izin vermiyor.
- The passage admits of no other interpretation.
Kitaptan bir pasajı defterime kopyaladım.
- I copied a passage from the book into my notebook.
Pasajı kelimesi kelimesine çevir.
- Translate the passage word for word.
Ölürsem, yatağında huzur içinde ölen büyük babam gibi ölmek isterim. Arabasındaki tüm yolcular gibi çığlık atarak değil.
- When I die, I want to die like my grandfather who died peacefully in his sleep. Not screaming like all the passengers in his car.
Biraz yiyecek alalım. Sen ölmek üzereymiş gibi görünüyorsun.
- Let's get some food. You look like you're about to pass out.
Pencere yanı mı yoksa koridorda mı bir yer istersiniz?
- Would you like a place by window or by passage?
Biz dağ geçişi boyunca pek çok karıncalar gibi süründük.
- We crawled like so many ants along the mountain pass.
Arka koltuktaki yolcularının her ikisinin de boyun yaralanması vardı.
- Both of the passengers in the back seat had neck injuries.
O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.
- He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
Nasıl o kadar pasif olabilirsin? Neden misilleme yapmıyorsun?
- How can you be so passive? Why don't you retaliate?
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.
Bire on testi geçebilirsin.
- Ten to one you can pass the test.
Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
- He passed the law examination and set up a law office.
Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir.
- Being careful and diligent is necessary, but not sufficient for passing this course.
Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
Onun geçmesi için kenara çekildim.
- I stepped aside for him to pass.
Tom'un sınavı geçmesi mümkün değildi.
- Tom wasn't able to pass the examination.
Yeni bir yol inşa edilmesi kararı kabul edildi.
- The resolution that a new road be built was passed.
O yirmi olarak kabul edildi.
- She could pass for twenty.
Şarkı söylemek benim tutkumdur.
- Singing is my passion.
Tom'un vefat ettiğini sana söylemek benim üzücü görevimdir.
- It is my sad duty to tell you that Tom has passed away.
Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?
- Would you mind letting me see your passport?
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
- I stood aside to let them pass.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Yurt dışına seyahat ettiğinizde, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız olur.
- When you travel abroad, you usually need a passport.
Geçiş izni olmadan girmene izin veremem.
- I can't let you enter without a pass.
TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
Jones let a passed ball get behind him.
He passed his examination.
He attempted the examination, but did not expect to pass.
The man kicked his friend out of the house after he made a pass at his wife.
Smith was given a pass after Jones' double.
An estate passes by a certain clause in a deed.
Beauty is a charm, but soon the charm will pass. - John Dryden.
To pass commodiously this life. - John Milton.
Anyone want to trade passes?.
As for these silken-coated slaves, I pass not. - Shakespeare.
pass a house.
Matters have been brought to this pass. - Robert South.
The bill passed the senate.
Try not the pass! the old man said. - Henry Wadsworth Longfellow.
Common speech gives him a worthy pass. - Shakespeare.
Iaquinta passes it coolly into the right-hand corner as Paston dives the other way. - , Rob Smyth, 20 June 2010.
The bill passed both houses of Congress.
The senate passed the law.
This passes, Master Ford. - Shakespeare.
And within three dayes twelve knyghtes passed uppon hem; and they founde Sir Palomydes gylty, and Sir Saphir nat gylty, of the lordis deth.
... premiums by $2,500 a year. It's gone up by $2,500 a year. And if Obamacare is passed, ...
... that this is not gonna get passed off to consumers, and fundamentally, it's vitally important, ...