pass. of to break

listen to the pronunciation of pass. of to break
الإنجليزية - التركية

تعريف pass. of to break في الإنجليزية التركية القاموس.

broke
parasız

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı. - The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

Tom ve Mary beş parasız. - Tom and Mary are broke.

broke
{s} züğürt

Züğürt olmasam onu alırdım. - If I weren't broke, I'd buy it.

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

broken
bozuk

Bozuk radyoyu tamir edebilir misin? - Can you fix the broken radio?

Benim televizyon bozuk. - My television is broken.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom says Mary is broke.

Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim. - I want to go with you, but I'm broke.

broke
{s} beş parasız (Argo)
broke
{f} kır

Bu pencere kim tarafından kırıldı? - By whom was this window broken?

Kayak yaparken bacağını kırdı. - He broke his leg skiing.

broke
eli boş
broken
bozuk konuşma
broken
bozuk yazı
broke
fasıla
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
broke
{s} iflas etmiş
broke
dili meteliksiz
broke
break kesil/kes/kırıl/kır
broken
{s} kırık, kırılmış
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} broken
{a} broke
pass. of to break
المفضلات