Tom bana beş parasız görünmüyor.
- Tom doesn't look broke to me.
Tom ve Mary beş parasız.
- Tom and Mary are broke.
Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt.
- Tom is always broke by the end of the month.
O ayın sonunda her zaman züğürttür.
- He's always broke at the end of the month.
O, bozuk bir kamera buldu.
- He found a broken camera.
Benim televizyon bozuk.
- My television is broken.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom says Mary is broke.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was broke.
Düşen at boynunu kırdı.
- The horse broke its neck when it fell.
Bu pencere kim tarafından kırıldı?
- By whom was this window broken?