Herkese dürüst bir biçimde davranalım.
- Let's treat everybody fairly.
Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.
- The surface of the object is fairly rough.
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşur değil mi?
- Tom speaks French fairly well, doesn't he?
O, bana karşı dürüstçe davrandı.
- He acted fairly toward me.
Medyanın, haberleri dürüstçe sunduğunu hissediyor musun?
- Do you feel that the media presents the news fairly?
Tom'a tarafsızca davranıldı.
- Tom was treated fairly.
The weather this weekend will be fairly dry.