Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.
- The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Bu anlaşma tüm tarafları bağlıyor.
- This agreement is binding on all parties.
ABD Dışişleri Bakanı, savaşan taraflar arasındaki ateşkes konusunda aracılık yapmaya çalışıyor.
- The U.S. Secretary of State is trying to broker a ceasefire between the warring parties.
Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- I could not go to the party because of illness.
O, parti için giyindi.
- She dressed up for the party.
Partiye Dan tarafından ev sahipliği yapıldı.
- The party was hosted by Dan.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
- The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.
Grup dağa çıkmayı başaramadı.
- The party did not succeed in climbing the mountain.
Dan ve Linda bir partiye katılmak için plaja gittiler.
- Dan and Linda went to the beach to attend a party.
Eve geri gitmek istemiyorum. Bir partiye katılmak istiyorum.
- I don't want to go back home. I want to party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
- The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
O kişi çoğunluk partisi yönetim kurulu tarafından seçilir.
- That person is elected by the majority party caucus.
Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.
- A farewell party was held for the executive who was retiring.
Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul went to the party in place of his father.
Parti başka insanlarla arkadaş olmak için elverişli bir yerdir.
- A party is a good place to make friends with other people.
Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.
- I wish I could go to the party with you.
Onunla birlikte partiye gitmemi önerdi.
- He suggested I go with him to the party.
Ekip sağ salim geri döndü.
- The party returned safe and sound.
Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?
- Have you told anyone about the surprise party?
Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
- Aside from him, nobody else came to the party.
Parti çok eğlenceli değildi.
- The party wasn't much fun.
O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
- He thanked the host for the very enjoyable party.
Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for inviting me to your birthday party.
Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
- I asked twenty people to my party but not all of them came.
We met some time ago a man that would just do for you, if you were not already engaged to Jonathan. He is an excellent parti, being handsome, well off, and of good birth.
Miss, do you party?” the boy asked. “What?” Jennifer asked back. “Do you smoke? I'll get you some cheap. One American dollar equals forty Jamaican dollars. I'll get you as much of the stuff as you need.”.
We're expecting a large party from the London office.
I can't possibly be a party to that kind of reckless behaviour.
And so the moost party of the castel that was falle doune thorugh that dolorous stroke laye vpon Pellam and balyn thre dayes.
The green party took 12% of the vote.
The contract requires that the party of the first part pay the fee.
A mile back in the forest the tribe had heard the fierce challenge of the gorilla, and, as was his custom when any danger threatened, Kerchak called his people together, partly for mutual protection against a common enemy, since this gorilla might be but one of a party of several, and also to see that all members of the tribe were accounted for.
We partied until the early hours.
The settlers were attacked early next morning by a scouting party.
lingerie party.
We have a party tomorrow evening.
- Yarın akşam bir partimiz var.
I could not go to the party because of illness.
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
Tom is having a birthday bash this weekend.
- Tom bu haftasonu bir doğum günü partisi veriyor.
I think the socialist party will win.
- Bence sosyalist parti kazanacak.
The Socialist party will win, I think.
- Bence Sosyalist Parti kazanır.
I'm having a little get-together tomorrow at my place. Would you like to come?
- Yarın benim yerimde küçük bir parti veriyorum. Gelmek ister misin?
I could not go to the party because of illness.
- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
She dressed up for the party.
- O, parti için giyindi.
The ruling party is running a smear campaign against the opposition.
- İktidar partisi muhalefete karşı bir karalama kampanyası yürütüyor.
We'll run into her at the party.
- Partide onunla karşılaşacağız.
Tom enjoyed himself a lot at the party.
- Tom partide çok eğlendi.
The party was a lot of fun.
- Parti çok eğlenceliydi.
We played a lot of games at the party.
- Partide pek çok oyun oynadık.
Let's get together and have a party.
- Toplanalım ve bir parti verelim.
... 40,000 who have joined us in 440 viewing parties across 90 ...
... parties in that most famous of conflicts, ...