He tiptoed into the room.
- O, parmak uçlarına basarak odaya yürüdü.
Tom tiptoed out of the room.
- Tom parmak uçlarına basarak odadan çıktı.
He walked on tiptoe so that nobody would hear him.
- O, kimse onu duymasın diye parmak uçlarına basarak yürüdü.