Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
- Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
Tom thinks women in America wear too much perfume.
- Tom Amerika'daki kadınların çok parfüm sürdüklerini düşünüyor.
I smelled Mary's perfume, so I knew she'd been in the room.
- Mary'nin parfümünün kokusunu aldım, böylece odada bulunmuş olduğunu anladım.
Her exotic perfume has a subtle scent.
- Onun egzotik parfümünün hoş bir kokusu var.
The Coty company sells perfumes.
- Coty şirketi parfüm satar.
She has a lot of perfumes.
- Onun birçok parfümü var.