ألمانية - التركية
تعريف papiere في ألمانية التركية القاموس.
- kağıtlar
الإنجليزية - التركية
تعريف papiere في الإنجليزية التركية القاموس.
- papers
- evrak
Evrakların hepsini bir araya toplar mısın?
-Can you gather all of the papers together?
Casus evrakları yaktı.
-The spy burned the papers.
- securities
- (Ticaret) tahvilat
- securities
- (Ticaret) senedat
- securities
- (Ticaret) değerli kağıtlar
- securities
- tahviller
- papers
- {i} kimlik belgeleri
Biz kimlik belgelerimizi güvenlik masasına göstermek zorunda kaldık.
-We had to show our papers at the security desk.
- papers
- {i} kâğıtlar
Zaman doldu. Kağıtlarını teslim et.
-Time is up. Hand in your papers.
Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!
-I've just signed the divorce papers; I'm free at last!
- papers
- {i} evraklar
Casus evrakları yaktı.
-The spy burned the papers.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
-I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
- securities
- {i} senetler
- securities
- (Avrupa Birliği) menkul kıymetler
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف papiere في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- securities
- political papers
- papers
- papers (official documents)
- documentation (documentary evidence)
- security papers
- Diese Papiere sind im Fahrzeug stets mitzuführen.
- This paperwork must be carried on the vehicle at all times
- Ich konnte nicht einreisen, weil ich nicht alle nötigen Papiere hatte.
- I couldn't enter the country, because I didn't have all the necessary documentation
- Kfz-Papiere
- car documents
- Kfz-Papiere
- vehicle documents
- Vollautodiebstahl (durch Stehlen/Rauben der Kfz-Schlüssel u. -papiere aus Wohnun
- home-jacking
- gefälschte Papiere
- forged documentation
- ohne Papiere
- undocumented