Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
- Plain white paper will do.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.
- The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement.
Tom benim evrakımı düzelterek iyi bir iş yaptı.
- Tom did a good job proofreading my paper.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
- I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
Kaza, bugünkü gazetede bildirildi.
- The accident is reported in today's paper.
O, her sabah gazete okur.
- He reads the paper every morning.
Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
- The paperback version is cheaper.
Kitaplar kağıttan yapılırlar.
- Books are made out of paper.
Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.
- As more paper money came into use, the value fell.
Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
- No government land could be bought with paper money.
Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
- This handbag is made of paper.
Ben sadece geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı alırım.
- I only buy toilet paper made from recycled paper.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.
- Paper, glass and plastic are recyclable materials.
Tom ofisinde evrakları inceliyor.
- Tom is in his office looking over papers.
Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
- The teacher is busy looking over the examination papers.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
- Give me some paper to write on.
Bu akademik bildiride, Almanya ve Hollanda folklorlarını karşılaştırıyorum.
- In this paper, I compare the folklores of Germany and Holland.
Önde gelen bilginler konferansta bildiri sunmaya davet edilmiştir.
- Leading scholars have been invited to present papers at the conference.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
O sınav kağıdını dikkatle gözden geçirdi.
- He revised his exam paper with attention.
10 kağıt tabak ne kadar?
- How much do ten paper plates cost?
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
The paperless walls of the bedroom looked grey and cheerless.
After they reached an agreement, their staffs papered it up.
to paper the hallway walls.
paper tiger.
paper plane.
A book is made of paper.
- Books are made out of paper.