There are daisies next to the steel building.
- Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
Two little girls are picking daisies.
- İki küçük kız papatyaları topluyorlar.
Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
- Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.
- Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.
I want a chamomile tea.
- Ben bir papatya çayı istiyorum.
I'd like a chamomile.
- Bir papatya çayı istiyorum.