My mother bought me two pairs of pants last Sunday.
- Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.
While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
These are my trousers.
- Bunlar benim pantolonlarım.
He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
I bought two pairs of trousers.
- İki pantolon satın aldım.
Did he have his trousers pressed?
- O pantolonunu ütületti mi?
When I last saw him, he was wearing a blue shirt and white slacks.
- Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.
His slacks are all wrinkled.
- Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
Tom couldn't fit into the pants he wore last summer.
- Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.
Who wears the pants in your family?
- Ailenizde kim pantolon giyer?
I bought two pairs of trousers.
- İki pantolon satın aldım.
Did he have his trousers pressed?
- O pantolonunu ütületti mi?