تعريف panning في الإنجليزية التركية القاموس.
- gezdirme,n.kaydırma: v.kaydır: prep.kaydırarak
- panoramik
- çevrinme
- gezdirme
- kaydırarak
- {i} alıcıyı göndererek çekim
- pan
- tava
O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.
- Don't touch that pan! It's very hot.
Tom tavayı ocağa koydu.
- Tom put the frying pan on the stove.
- panning head
- pan başlığı, panorama başlığı, çevrinme başlığı
- pan
- her
Pandalar her gün en az 12 saati bambu yiyerek geçirirler.
- Pandas spend at least 12 hours each day eating bamboo.
Tom herhangi bir pantolon giymeden oturma odasına girdi.
- Tom came into the living room, not wearing any pants.
- pan
- bütün
Bütün şehir panik içinde.
- The whole city is in panic.
- pan
- kamerayı döndürerek elde edilen görüntü
- pan
- buz/elek/tava
- pan
- sert eleştiri yapmak
- pan
- (Bilgisayar) yatay kaydırma
- pan
- (Sinema) çevirmek
- pan
- (Askeri) acil
- pan
- lavabo taşı
- pan
- elemek
- pan
- elek
Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.
- Since I installed solar panels on my house, my energy bill has been cut in half.
Güneş panelleri güneş ışığını elektriğe dönüştürür.
- Solar panels convert sunlight into electricity.
- pan
- acımasızca eleştirmek
- pan
- {f} tavada pişir
- pan
- (kamerayı) sağa sola çevirmek
- pan
- elekle aramak
- pan
- suda yüzen ince buz
- pan
- (Televizyon) Sabit bir konumdan yatay (soldan sağa veya sağdan sola) kamera hareketine geçme
- pan
- önek bütün, tüm
- pan
- tavalar
- pan
- tavaya
- vertical panning
- tilt, düşey çevrinme
- Pan
- (isim) kır tanrısı [mit.]
- Pan
- (Mitoloji) Sürülerin ve çobanların tanrısı
- Pan
- {i} kır tanrısı [mit.]
- Pan
- panama
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Panama Kanalı Atlantiği Pasifikle bağlar.
- The Panama Canal connects the Atlantic with the Pacific.
- Pan
- Kır tanrısı
- pan
- pan çevir/elekten
- pan
- tuzlada tava
- pan
- süzmek
- pan
- sonuç vermeyen gayret
- pan
- kefe
- pan
- terazi gözü
- pan
- tüm
Tom küçükken hantaldı ve sık sık düşerdi. Tüm pantolonlarının diz yamaları olurdu.
- When Tom was little he was clumsy and would fall often. All his pants would have knee patches.
Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar.
- About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea.
- pan
- (Askeri) PAN (KODU): Hava önlemede, arayan istasyonun bir geminin, uçağın veya diğer bir aracın veya gemideki veya görüş mesafesindeki bazı kişilerin emniyetini ilgilendiren, iletilecek çok acele bir mesaja sahip olduğu anlamındaki bir koddur
- pan
- maden cevherini ayırma işinde kullanllan demir tava
- pan
- a flash in the pan kuru gürültü
- pan
- pref. bütün
- pan
- eski tüfeklerde falya tavası
- pan
- (isim) tabiat
- pan
- {i} tabiat
- pan
- {f} k.dili. hakkında olumsuz eleştiri
- pan
- {i} tepsi
- pan
- tavada pişirmek
- pan
- surat
- pan
- yassı kap
- pan
- terazi kefesi
- pan
- eleştirmek
- pan
- yıkama tavası
- pan
- sert eleştiri
- panne
- yumuşak kumaş
- panne
- (Tekstil) pan
- vertical panning
- (Sinema) dikey çevrinme
- vertical panning
- (Sinema) düşey çevrinme