paketlenmek

listen to the pronunciation of paketlenmek
التركية - الإنجليزية
to be packaged; to be made into a parcel; to be put into a carton; to be wrapped up
wrap
paketle
{f} packaged
paketle
{f} wrapping

I'll spend at least two hours wrapping all these Christmas presents. - Bütün bu noel hediyelerini paketlemek için en azından iki saatimi harcayacağım.

paketle
{f} packed

Are your bags packed? - Çantaların paketlendi mi?

Tom packed everything in a small suitcase. - Tom küçük bir bavulda her şeyi paketledi.

paketle
{f} trussed
paketle
{f} truss
paketle
{f} wrapped

I have a gift that needs to be wrapped. - Paketlenmesi gereken bir hediyem var.

paketle
bundling
paketle
prepack
paketle
{f} pack

Pack them in the box. - Kutusunda paketleyin.

Just put those packages anywhere. - Şu paketleri bir yere koyuver.

paketle
package

Turkey has passed very important reform packages in Parliament during the European Union (EU) process. - Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecinde çok önemli reform paketlerini Meclis' ten geçirdi.

I want to leave these packages for a while. - Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.

التركية - التركية
(Atasözü) kıskıvrak yakalanıp kaçamayacak duruma getirilmek
Paketleme işine konu olmak
paketlenme
Paketlenmek işi
paketlenmek
المفضلات