Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
- I know every word on this page.
Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
- This machine can print sixty pages a minute.
Her markiz uşak sahibi olmak ister.
- Every marquis wants to have pageboys.
Tom başka bir sayfaya tıkladı.
- Tom clicked to another page.
Bir sonraki sayfaya gitmek için resmi tıklayın!
- Click the picture to go to the next page!
Prenses kendini bir komi olarak gizledi.
- The princess disguised herself as a page.
Sarı sayfalara bir göz at.
- Look through the yellow pages.
IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
- The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
Birini çağırtmak istiyorum.
- I'd like to page someone.
I’ll be out all day, so page me if you need me.
the page of history.
An SUV parked me in. Could you please page its owner?.
The patient paged through magazines while he waited for the doctor.